-
1 dört buçuk
1) viereinhalb\dört buçuk litre/kilometre viereinhalb Liter/Kilometer\dört buçuk saat önce/sonra viereinhalb Stunden vorher/nachher2) ( saati bildirirken) halb fünf\dört buçukta um halb fünfsaat \dört buçuk es ist halb fünf -
2 buçuk
озвонч. -ğuполови́на ( при целом)bir buçuk — полтора́
dört buçuk — четы́ре с полови́ной
saat iki buçuk — полови́на тре́тьего
-
3 buçuk
(-ğu)yarım; dört buçuk – dörd yarım; saat iki buçuk – saat üçün yarısıyarım -
4 dört
(-dü)1) четы́реdörtümüz — че́тверо из нас, нас че́тверо
dörtte bir — че́тверть, одна́ четвёртая
dörtte bir çay kaşığı tuz — че́тверть ча́йной ло́жки со́ли
dört buçuk — четы́ре с полови́ной
2) четвёрка3) со словами, оканчивающимися на lı, lık четырёх…, име́ющий четы́ре …dört benekli — а) име́ющий четы́ре очка́ (об игральных костях и т. п.); б) карт. четвёрка
dört silindirli makine — четырёхцилиндро́вый дви́гатель
dört zamanlı — четырёхта́ктный
4) в сочет. со словами «сторона́», «часть све́та» и т. п. всё, всеdört bir taraf(ı), dört taraftan — со всех сторо́н
dört bir yanı — все сто́роны, всё круго́м
-
5 viereinhalb
viereinhalb ['--'-] adjinv dört buçuk -
6 yedi
семь* * *1.yedimiz — се́меро из нас; нас се́меро
yedide bir — одна́ седьма́я ( дробь)
yedi buçuk — семь с полови́ной
saat yedi — семь часо́в ( пункт во времени)
saat yedide — в семь часо́в (утра, вечера)
saat yedi buçuk — полови́на восьмо́го
[saat] yediye on [dakika] var / kalıyor — без десяти́ семь
2.yüzde yedi (7%) — семь проце́нтов (7%)
••- yedi iklim dört bucak
- yedi kat
- yedi kat el pek
- köyün dışında yedi kat el gibi yaşıyor
- yedi kat yerin dibine geçmek
- yedi kubbeli hamam kurmak
- yedi mahalle
- yedi mahalle duydu
См. также в других словарях:
galon — is., İng. gallon 1) Anglosaksonların kullandığı yaklaşık dört buçuk litrelik bir tür ölçü birimi 2) Çoğunlukla akaryakıt vb. sıvı maddeleri taşımada kullanılan, silindir biçiminde, metalden büyük kap Sonunda şarap galonunu başından aşağı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yobaz — sf. 1) Dinde bağnazlığı aşırılığa vardıran, başkalarına baskı yapmaya yönelen (kimse) Bu memleketi de dört buçuk yobaza bırakamayız. A. Gündüz 2) mec. Bir düşünceye, bir inanca aşırı ölçüde bağlı olan (kimse) 3) hlk. Kaba saba, inceliksiz (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
Mehmed II. — Mehmed II. (محمد بن مراد / Meḥemmed[1] b. Murād; * 30. März 1432 in Edirne; † 3. Mai 1481 bei Gebze), genannt ابو الفتح / Ebū ʾl Fetḥ /‚Vater der Eroberung‘ und später فاتح / Fātiḥ /‚ … Deutsch Wikipedia
Halit Akçatepe — est un acteur turc né le 1er janvier 1938 à Istanbul. Sommaire 1 Biographie 2 Rôles au théâtre 3 Films … Wikipédia en Français
kırk — is. 1) Otuz dokuzdan sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 40, XL rakamlarının adı 3) sf., mat. Dört kere on, otuz dokuzdan bir artık Birleşik Sözler Kırkağaç kavunu kırkambar kırkayak kırk basması kırkbayır … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarı — sf. 1) Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf 2) Bir şeyin yarısı kadar olan, yarım olan Yarı yolu aldık. Yarı mesafede. 3) is. Futbolda 45 dakikalık her iki devreden biri Birinci yarıda dört gol attık. 4) zf. Gereğinden az, tam… … Çağatay Osmanlı Sözlük
egin — eğin, sırt I, 77, 110 eni bir buçuk karış, uzunluğu dört arşın gelen bir bez I, 78 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini